Archive

Dünyanın en eski inanç merkezi olan Göbekli Tepe’nin keşfi sonrasında mekânsal olarak yeniden üretilmesi, bir taraftan Göbekli Tepe’yi popüler hale getirirken, diğer taraftan Göbekli Tepe’ye kutsal bir yer olarak saygı duyan insanların bu yerle olan bağlarının kopması suretiyle yerel halkı “öteki”leştirmiştir. Ötekileş(tiril)en yerel halkın atalarından miras kalan inancın, ritüellerin ve kültürün kesintiye uğraması, hatta yok olma tehlikesi önemli bir sorundur. Bu çalışmanın amacı, Göbekli Tepe’yiarkeolojik boyutundan farklı olarak burada yaşayan halkın bir “yer” olarak Göbekli Tepe ile olan sosyomekansal ilişkisini anlamaya çalışmaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup, araştırma kapsamında Göbekli Tepe çevresindeki altı köyde yaşayan 20 katılımcı ile görüşmeler yapılmıştır.

Dünyanın ilk tapınakları olduğu düşünülen Göbeklitepe yapılarının günümüze dek pek bozulmadan kalabilmiş olması arkeologları olduğu kadar hemen herkesi şaşkınlığa uğratan bir konudur. Fakat bunun oldukça basit bir nedeni bulunmaktadır: ilk inşa işleminin ardından olasılıkla 1000-1500 yıl sonra Göbeklitepe yapıları, bu tapınakları bir şekilde terk eden kişiler tarafından bilerek, istenerek onlarca ton kum ve çakıl taşı kullanılarak aşama aşama gömülmüştür. Göbeklitepe yapılarının neden bilerek gömülmüş olduğu ise hala bir soru işaretidir. Bu kısa yazı, bu soru işaretini kaldırabilmek ve bu soruya bir cevap bulabilmek adına iddialı bir varsayım ortaya atmaktadır.

Öz: Bu makale Neolitik döneme ait ve Anadolu’da inşa edilen ilk tapınak olma özelliğine sahip Göbeklitepe’yi ele almaktadır. Arkeologlara göre burası in- sanlığın en eski tapınaklarından biridir. Göbeklitepe, yerleşik hayattan ve tarımsal üretimden yoksun olan avcı-toplayıcı toplulukların dinsel inanışları hakkında çok önemli bilgiler sunar. Bu tapınak, arkaik insanların dinden ve inançtan yoksun ilkel bir hayat sürmediklerini, aksine bir inanca sahip olduklarını, inançlarını yaşamak için tapınak inşa ettiklerini ve zengin bir dinî sembol kullandıklarını göstermektedir. Göbeklitepe, insanların yerleşik hayata geçip kendisi için konut yapmadan, hayvanları evcilleştirmeden ve tarımsal üretime başlamadan önce dinî ihtiyaçlarını karşılamak için tapınak yaptığının bir göstergesidir.

Özet Büyük bir yanılgının eseri olarak, çoğu zaman birbirinden pek de haberdar olmadıkları varsayılan tarihöncesi toplumlarının aslında semboller, inanç ve gündelik yaşama ilişkin verileri detaylıca incelendiğinde yoğun ve hatta büyük bir karşılıklı saygı ile birbirlerinden haberdar oldukları ve hiç de yabana atılmayacak bir iletişim içinde oldukları anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, Göbekli Tepe Kültür Bölgesi’ndeki insan topluluklarının Neolitik Dönem verilerine bakıldığında da bu toplumların aralarında olağanüstü bir iletişimin varlığı ve bunun sonucu olarak da büyük bir kültürel etkileşimin içinde bulundukları görülmektedir. Bu çalışmada, Göbekli Tepe Kültür Bölgesi’nin tarihöncesi toplumlarının aralarındaki iletişim ve kültürel etkileşimine dair veriler arkeolojik kanıtlardan hareketle ele alınmıştır. Bu bağlamda iletişim kuramının temellerine ilişkin rasyonel verilerden yola

Göbekli Tepe arkeolojik yerleşim alanı 1 Temmuz 2018 tarihinde UNESCO Dünya Miras Listesine girerek Türkiye’nin 18. miras öğesi olarak tescillenmiştir. Dünya Miras öğeleri evrensel düzeyde ayırt edici nitelik taşıyan doğal ve insan yapısı miraslardan oluşmaktadır. Göbekli Tepe günümüzden 12 bin yıl önce daha taş devrinde olduğu düşünülen insan topluluklarının yaptıkları dinsel bir tapınak alanıdır. Göbekli Tepe kazı sonuçları tarihin akışıyla ilgili önemli bilgileri değiştirmiştir. Dünya Miras Listesine dahil olan Göbekli Tepe bir yumuşak güç öğesi olarak makalede yer almış ve Türkiye’nin itibarını arttırmaya yönelik olarak gerçekleştirilen kamu diplomasisi faaliyetleri örneklerle makalede tartışılmıştır. Bir ülkenin kaç tane Dünya Miras alanının bulunduğu yumuşak güç öğesi olarak değerlendirilmektedir. Bu tescili almış

Göbekli Tepe’nin keşfinden sonra Şanlıurfa’daki diğer neolitik merkezlerin önemi artmış ve bu merkezleri kapsayan arkeolojik kazılar 2019 yılından itibaren hız kazanmıştır. İnsanların yerleşik hayata geçiş süreciyle ilgili paradigmanın sorgulanmasına yol açan Göbekli Tepe bulguları, cevaplanması gereken birçok soruyu gündeme getirmiştir. Bu sorulara cevap aramak amacıyla öncelikle, Göbekli Tepe ile benzer mimari/sanatsal unsurları ve yapı tarzını barındıran ören yerleri son birkaç yılda kazılmaya başlanmıştır. Göbekli Tepe’den sonra öne çıkan ören yerlerinden biri de Karahan Tepe’dir. Burada kazılar 2019 yılında başlatılmış ve günümüzde devam etmektedir. Bazı farklı yönleri olmakla birlikte aynı medeniyetin birer parçası olan Göbekli Tepe ve Karahan Tepe, Güneydoğu Anadolu’daki neolitikleşme sürecinin anlaşılması için önemli bilgiler sağlamaktadır. Araştırmanın

Stay in touch with the latest findings, research & upcoming tours.