Archive

12.000 Yıllık Dünya’nın En Eski Tapınağı Şanlıurfa, Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Su- riye’ye komşu olan, İpekyolu güzergâhındaki en eski yer- leşim yerlerinden biridir. Doğu’yu Batı’ya bağlayan ticarî yolların kesiştiği kavşak noktasında bulunması, stratejik öneme sahip bir kent olmasını beraberinde getirmiştir. Bu özelliğinden dolayı, tarihi gelişim sürecinde, üzerinde bir- çok bağımsız devlet ve beylik kurulmuş, birçok uygarlığa beşiklik etmiştir. Şanlıurfa, bereket hilalinin merkezinde kilit taşıdır. Tarımın ilk olarak yapıldığı, ilk üniversitenin kurulduğu, üç semavi dinin yeşermesine ev sahipliği yapan “ateşin Hz.İbrahim’i yakmadığı”, farklı kültür unsurlarının bir arada yaşadığı ve misafirperver insanların harmanlandığı kadim bir şehirdir. Bu değerlere insanlığın dün de ihtiyacı vardı, bu gün de ihtiyacı var, emin olun yarın daha

Göbekli Tepe and the Identification of Temples in the Pre-Pottery Neolithic of the Near East Archaeologists have proposed that quite a number of structures dating to the Pre-Pottery Neolithic A and B in southwest Asia were nondomestic ritual buildings, sometimes described specifically as temples or shrines, and these figure large in some interpretations of social change in the Near Eastern Neolithic. Yet the evidence supporting the identification of cult buildings is often equivocal or depends on ethnocentric distinctions between sacred and profane spaces. This paper explores the case of Gobekli Tepe, a large Pre-Pottery Neolithic site in Turkey that its excavator claims consisted only of temples, to illustrate weaknesses

Bu proje “Şanlıurfa Neolitik Dönem Araştırmaları Projesi” kapsamı altında başlatılan bir proje olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü izinleri ve Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ile Doç. Dr. Fatma Şahin tarafından yürütülmektedir. 2021 yılında başlanan projenin ilk sezon arazi çalışmaları Mayıs-Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Şanlıurfa Bölgesi’nde şimdiye kadar yapılan arkeolojik araştırmalar, Neolitik Dönem’de avcı-toplayıcı ilk yerleşik toplulukların daha çok yüksek platolarda ve yamaçlarda var olduğuna işaret etmektedir. Özellikle T-biçimli dikilitaşların yer aldığı Göbeklitepe ve Karahantepe gibi yerleşmeler bölgede bilinmekle birlikte yüksek noktalardaki insan hareketliliği henüz yeterince araştırılmamıştır. Bu durum göz önüne alındığında Şanlıurfa merkez ve çevresinde Tarihöncesi Dönemler için detaylı bir araştırma yapılması gerekli görülmüştür  . - . - -

Der prähistorische Tell Göbekli Tepe liegt wenige Kilometer nordöstlich der südosttürkischen Provinzhauptstadt Şanlıurfa (zusammenfassend: Schmidt 2006; 2012). Er ist erstmals im Rahmen eines 1963 als Gemeinschaftsprojekt der Universitäten Chicago und Istanbul durchgeführten Surveys als archäologischer Fundplatz erkannt worden. In seinem Bericht zu diesen Arbeiten schildert Peter Benedict (1980) den Ort als von Einsenkungen untergliederten Komplex von Erhebungen aus roter Erde, deren Hänge von Feuersteingeräten übersät seien. Zwei kleine Friedhöfe befänden sich im Bereich der Fundstelle. Der Eindruck des Surveyteams lässt sich gut anhand von Luftbildern nachvollziehen, die vor dem Beginn der Grabungsarbeiten entstanden (Abb. 1).

New Discoveries, Aktüel Arkeoloji 27, Mayıs Haziran 2012, 60-77. Dikkatleri üzerine toplayan Buz Çağı sanatlarıyla birlikte Paleolitik Dönem insanı, karmaşık ruhani dünyalarını terk ettiler. Doğal kutsal alanlar, özellikle kaya sığınakları benzeri doğal oluşumlar, mağaralar veya sıradan ağaçlar, kutsal olaylarla bağlantılı olarak kullanılan yerleri işaret etti. Bu “Buzul Çağı Avcılarının Büyük Çağı” idi. Hayvanlar ruhani dünyaya hakim olmuşlar, betimlemeleri mağara duvarlarında veya taştan, kemikten, fildişinden yapılan nesnelerin üzerinde yerini almıştı. İnsan betimlemeleri oldukça nadir kullanılırdı ve hayvanlarla karşılaştırıldığı zaman çok da önemli değildi.

Sanlıurfa’nın birkaç kilometre kuzeyi-ne doğru, Çanak Çömlek öncesi Ne-olitik Göbeklitepe kutsal alanı uzanır.MÖ 10. ve 9. Binyıllar kadar eskiyetarihlenen anıtsal yapıların yıkıntısının yoğunkalıntısı Şanlıurfa Müzesi ve Alman ArkeolojiEnstitüsü tarafından 1995 yılından beri siste-matik olarak kazılmaktadır. Alan, çember ben-zeri yapıları oluşturan, tonlarca ağırlıktaki tek parça T-biçimli sütunlarla karakterize edilir.Sütunlar, kireçtaşı duvarlarla ve duvarların içkısmındaki sıralarla birbirine bağlanmıştır. Buyapıların merkezinde 5 metreden fazla yüksek-liğe sahip olan iki büyük sütun yer alır. Çem-berler, 10-20 metre ölçüsündedir. En son kazısezonunda birkaç önemli yeni keşif gerçekleş-tirilmiştir. 2011 yılı araştırmalarındaki odak noktasından biri, kuzeybatı çöküntüsündekiyeni kazı alanları olmuştur.10.  

Stay in touch with the latest findings, research & upcoming tours.